Çapaya tırmığa son; topraksız tasarım

domates susuz tarım

Çapaya tırmığa son; topraksız tasarım
Bundan sonra toprak hakkında şiir yazarak onu çok yücelten şairler artık, mısralarında daha ihtiyatlı davranmak mecburiyetinde kalacaklar. Çiftçiler çapa ve tırmıklarını bir kenara koyacak ve bizler de evlerimizdeki saksıları çöpe atacağız.

Bir bilim kurgu kitabından alınmış intibaını veren yukarıdaki satırlar, hiç de tuhafınıza gitmesin. Toprak olmadan bitki yetiştirip mahsul almanın mümkün olabileceğini belki şimdiye kadar hiç düşünmemiştiniz.

Yiyeceğiniz sebzeleri, evinizin kenarında, balkonunda veya taraçasında kurduğunuz topraksız bir serada yetiştirmek istemez misiniz? Hatta topraksız ortamda ticari gâye ile bitki yetiştirmeye ne dersiniz? Bugün, artık bunların hiçbiri hayal değil. İstediğiniz an siz de elinizi toprağa sürmeden ziraatla meşgul olabilirsiniz.

Bu usül ilk anda bize ters gibi gelebilir. Çünkü şimdiye kadar su bitkileri hariç, diğer bitkileri hep toprakta gördük ve “toprak olmadan bitki olmaz” düşüncesindeydik. Oysa yine biliyoruz ki, bütün canlılar gibi bitki organlarının da büyük bir kısmını su teşkil eder. Ayrıca suyun, bitki besin maddelerinin eriticisi olarak hususi bir önemi vardır. Bütün metabolik faaliyetlerde kullanılan en önemli madde sudur ve bitkiler, ihtiyaçları olan gıda maddelerini suda çözünmüş olarak alırlar.

Toprağın ise, besin kaynağı olması ve suyu tutması dışında en önemli fonksiyonu, kökleriyle kendisine tutunan bitkiye destek verme vazifesi görmesidir. Bu üç vazife başka şekilde karşılanırsa, topraksız bitki yetiştirmenin mümkün olacağı açıktır.

Bilindiği gibi, bitkiler yeşil yapraklarıyla havadan karbondioksit, kökleriyle de topraktan su alır ve güneş enerjisini kullanarak organik madde ve oksijen üretirler. Bu mucizevi olay, hayatın devamı için son derece önemlidir. Bu sayede her yıl yaklaşık 550 milyar ton organik madde üretilmekte ve 500 milyar ton oksijen serbest hale geçip havaya verilmektedir.

Tabii ki bitkiler gelişirlerken, karbondioksit ve suda bulunan karbon, oksijen ve hidrojenden başka; azot, potasyum, fosfor, kükürt, kalsiyum, magnezyum, demir, bor, çinko, bakır manganez, molibden ve klor elementlerine de ihtiyaç duyar. Bunlardan birinin eksikliği veya yetersizliği durumunda bitki hayatiyetini devam ettirse bile, organları tam gelişmez, çeşitli hastalıklara yakalanır ve ürettiği organik madde miktarı azalır.

Bunu da oku :  Topraksız tarım çeşitleri

Bu elementler, tabii olarak toprakta vardır ve bitkiler kökleriyle ihtiyacı kadarını buradan alır. İşte, bitkilerin ihtiyacı olan bu elementler, belli tuzlar halinde ve belirli bir nisbette karıştırılarak bir sulu besin çözeltisi (inorganik tuzlar) hazırlanırsa, bu sulu besin ortamında, tamamen normal gelişmiş bitkiler elde etmek mümkündür. Bu metoda “su kültürü” adı verilmektedir.

Ancak, içine bitki dikilen besin çözeltisinin belli aralıklarla havalandırılması gerekir. Çünkü, köklerin de oksijene ihtiyacı vardır ve normalde, bu ihtiyaç toprak içerisindeki havadan karşılanmaktadır.

TOPRAKSIZ TARIMIN KEŞFİ
Topraksız ortamda bitki yetiştirmenin mümkün olduğu 1900’lü yıllarda anlaşılmış ve daha sonra bu metot sayesinde belli elementlerin eksikliğinde bitkide ne gibi arızaların ortaya çıktığı tespit edilmiştir. Bu denemeler, sadece su kültüründe değil; saf, yıkanmış kumla dolu kaplarda da yürütülmüş ve bitki dikildikten sonra belli aralıklarla besin çözeltisiyle sulanmıştır.

Burada, kumlar arasındaki boşluklarda hava olduğundan, ayrıca havalandırma yapmaya gerek duyulmamıştır. Daha önceleri sadece deneme maksadıyla kullanılan ve bitki besleme ile ilgili çok önemli bilgilerin elde edilmesine yarayan bu usuller, 1950’li yıllarda sınırlı da olsa, seralarda bir üretim şekli olarak kullanılmaya başlanmış, 1980’li yıllarda ise hızlı bir yayılma eğilimi göstermiştir Bugün pek çok ülkede, özellikle şehirlerde bir hobi olarak meşgul olmanın ötesinde; Japonya, Amerika, İngiltere, Hollanda , İsrail gibi ülkelerde sera ürünlerinin % 70- 90’ının yetiştirilmesinde bu usuller kullanılmaktadır.

TOPRAKSIZ TARIM SİSTEMLERİ
“Hidrofonik” olarak adlandırılan topraksız bitki yetiştirme, üzerinde yoğun çalışmalar yapılması sebebiyle ayn bir bilim dalı haline gelmiş ve uygulamada çok farklı sistemler geliştirilmiştir. Bunlar, bitkinin yetiştiği besin çözeltisinin hareket şekline göre “aktif sistem” ve “pasif sistem” olarak ikiye ayrılabildiği gibi, bitki köklerinin geliştiği ortama göre, “su kültürü” ve “ortam kültürü” olarak da ikiye ayrılabilir.

Pasif sistemde besin çözeltisinin sirkülasyonu söz konusu olmayıp, hazırlanan çözelti bitkiye bir defa verilir. Bu sistemde bitkinin yetiştiği ortam, kaya yünü, perlit, dere kumu gibi besleyici değeri olmayan bir maddeden oluşmaktadır

Bu ortama bitkiler dikilir ve besleyici sıvı ile sulanır Fazla su, ortamın en alt tabakasında birikir. Üst tabakada ise, bitki kökleri gelişip ortamın suyu azaldıkça, altta biriken su, kesme şekerin suya dokunur dokunmaz çekmesi gibi kılcallığa bağlı olarak yukarıya doğru yükselir. Dolayısıyla, bitki köklerinin bulunduğu ortama hem su, hem de hava temin edilmiş olur. Küçük alanlar için uygun olan bu usulde, su pompası kullanılması gerekmez. Sadece ışık ve besin çözeltisi yeterlidir. Bu sistem aynı zamanda ucuz olup, yeni başlayanlar için idealdir.

Bunu da oku :  Toprak

Aktif sistemin çeşitli tipleri olup, uygulanması daha fazla bilgi ve teknik gerektirir. Gel-git (med-cezir) adı verilen bir sistemde depodaki suyu yetişme ortamına dağıtmak için bir pompa kullanılır. Pompa genellikle bir zaman ayarlayıcı tarafından kontrol edilir. Ortama belli bir süre su verildikten sonra pompanın çalışması durur. Bunu takiben, besleyici su deposu veya tankı boşalır. Bunlardaki suyun boşalması ortama oksijen girmesini saglar. Bu işlem günde üç defa tekrarlanır.

Aktif sistemin diğer bir çeşidi besleyici film tekniği (NFT)’dir. Bu sistemde besleyici çözelti, ince bir film tabakası halinde kök sistemi arasında dolaştırılır. Kök sistemine hava ulaşması için bu film tabakası çok önemlidir. Ancak burada sürekli bir enerji kaynağına ihtiyaç vardır. Su dolaşımı uzun süre kesilirse, kök sistemi kurur ve zarar görür.

Bu sistem, marul ve diğer sofralık bitkilerin yetiştirilmesinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Suyun dolaştırılacağı, dolayısıyla bitkinin yetişeceği ortam olarak PVC kanalları kullanılabilir. Besleyici film tekniğinde perlit veya dere kumu gibi ortama ihtiyaç olmayıp, bir pompa ile suyun sirkülasyonunun sağlanması yeterlidir.

Besleyici film tekniğine benzeyen diğer bir sistem, PVC kanallarda veya üstten delikli PVC borularda daha derin bir su akışına imkân veren bir sistemdir. Bu sistemin besleyici film tekniğinden farkı, uzun süreli elektrik kesintilerinde de bitkilerin susuzluktan zarar görmemesidir. Ancak kanallardaki suyun durgun halde kaldığı süre, bitki köklerinin havasızlıktan zarar görebileceği süreyi aşmamalıdır.

Aktif metot içinde yer alan diğer bir sistem, damla sistemidir. Bu sistemde bitki yetişme ortamı olarak perlit ve kaya yünü gibi maddeler kullanılır. Bu maddeler, bir miktar besin maddesinin tutulmasına ve kök sistemi etrafında yeterli oksijen bulunmasına imkân verir. Besin çözeltisi, her bitkiye damlalar halinde su bırakan bir boru sistemiyle dağıtılır. Bu çözeltiyi, depodan boruya aktaran pompanın yine bir zaman ayarlayıcı ile kontrol edilerek, belli aralıklarla otomatik olarak çalışıp durması sağlanır.

Bunu da oku :  Topraksız Tarımın Tarihi

Ticari maksatla yetiştirilen domates ve salatalık gibi bitkilerde bu usül kullanılmaktadır.

Aktif sistem içerisinde aerofonik sistem (hava püskürtme) adı verilen bir metotla besin çözeltisi, bitki köklerine püskürtülmekte ve böylece köklerde yeterli besin maddesiyle birlikte mükemmel bir havalanma sağlanmaktadır.

pH (ASİTLİK DERECESİ) AYARLANMASI
Topraksız tarımda, en önemli hususlardan birisi, bitkinin yetişeceği ortamın hidrojen iyonu konsantrasyonunun (pH), yani asitlik derecesinin uygun değerler arasında tutulmasıdır. Zira her bitkinin en iyi yetişeceği pH değerleri bellidir. 7 pH değeri nötrdür. Bunun altındaki değerleri gösteren sıvı ortam asidik, bunun üzerindeki değerler ise baziktir. Bitkiler çoğunlukla 5,8- 6.5 arası hafif asit ortamda daha iyi gelişirler. Topraksız tarım için hazırlanan besin çözeltisinin pH değeri her defasında ölçülmelidir. Kullanılan sular ekseriyetle hafif bazik olduğundan pH’ı düşürmek için besin çözeltisine az miktarda asit ilave edilir.

NETİCE
Sürekli bitki yetiştirilen seralarda toprakların aşın kirlenmesi, besin değerinin azalması, hastalık ve zararlı tesirlerle mücadelenin zorlaşması, toprakların tuzlulaşması gibi sebeplerle, topraksız tarım giderek önem kazanmaktadır. Bu usulle, topraklı ziraata göre daha az su kullanılmakta, (sun’i) gübre israfı olmamakta ve dolayısıyla çevre kirlenmemektedir.

Ayrıca yabancı otların verdiği zararlar ve topraktan kaynaklanan hastalıklarla karşılaşılmamakta, işçilik masrafları da daha az olmaktadır. Bu şekilde yetiştirilen bitkilerin lezzeti, toprakta yetişene nazaran daha az olsa da, sahip olduğu avantajlarıyla topraksız tarım; toprağın elverişsiz, suyun kıt veya çevre kirlenme riskinin yüksek olduğu yerlerde kârlı bir yatırım olarak düşünülebilir. Açlık ve işsizliğin yaygın olduğu yerlerde de alternatif bir üretim biçimi olarak sunulabilir.

Ayrıca beton yığınlarıyla boğulmuş şehirlerimizde yaşayan, tabiata hasret insanlara, zevkli bir meşgale olarak tavsiye edilebilir. (Prof.Dr. Harun AVCI – 20107)

Click to rate this post!
[Total: 1 Average: 5]
(Visited 20 times, 1 visits today)

Related posts

Leave a Comment