Besin maddelerinin eksiklik ve fazlalık belirtileri

Besin maddelerinin eksikliği

Besin maddelerinin eksiklik ve fazlalık belirtileri
Karbondioksit ve su bitkilere karbon, hidrojen ve oksijen elementlerini sağlar. Bu elementler bitkideki organik bileşiklerin temel yapısal elemanlarıdır. Ancak bitkilerin yapısına, bunların dışında birçok element de girer. Elementler çeşitli bileşiklerin yapısına katılma dışında, ozmotik basıncın düzenlenmesi ve enzim faaliyetlerinde görev yaparlar.

Bitkilerin büyümesi için bazı elementlerin yaşamsal öneme sahip olduğu anlaşılmıştır. Bu tip elementlere mutlak gerekli element denir. Araştırmacılar hangi elementin mutlak gerekli element olduğunu saptamak için topraksız kültür (su kültürü) adı verilen bir tekniği kullanır. Bitkilerin oransal olarak fazla miktarlarda ihtiyaç duydukları mutlak gerekli elementler makro element olarak adlandırılır. Bunlar karbon, hidrojen, oksijen, azot, fosfor, kükürt, potasyum, kalsiyum ve magnezyumdur. Bitkilerin çok az miktarlarda ihtiyaç duydukları mutlak gerekli elementler mikro element adını alır. Mikro elementler demir, mangan, molibden, bakır, çinko, klor, nikel ve bor’dur.

Mutlak gerekli elementleri alamayan bitkilerde, bu elemente özgü eksiklik belirtileri ortaya çıkar. Gözle görülebilen bu belirtilerin en yaygın olanlarından biri kök, gövde ve yapraklarda büyümenin azalması, diğeri de yaprakların sararmasıdır.

AZOT EKSİKLİĞİ: Azot eksikliği daha çok yaşlı yapraklarda yapraklarda görülür, küçük ve yaprak rengi sarı-yeşil portakal sarısından kırmızıya kadar değişebilir. Yapraklar sanki sonbahar mevsimindeki gibi, dökülmeye yakınki rengini alırlar. Ve aşağıdan yukarıya doğru bir yön takip edip dökülür. Yaşlı yapraklar esmerleşir ve kuruyup erken dökülür. Yeni çıkan sürgünler kısa ve ince kalır. Çiçeklenme iyi olmaz, çiçek sayısı azalır. Çiçekler küçüktür ve renkleri bozuktur. Kökler sürgünlere oranla daha uzun yan köklenme azdır. Bitkilerde tohum ve meyvede azalmaktadır.
AZOT fazlalığında ise bitkiler bodur kalmaktadırlar. Yapraklarda şekil bozuklukları ve renk bozuklukları görülmektedir.

Bunu da oku :  Bitkilerde demir eksikliği

POTASYUM EKSİKLİĞİ: Yaşlı yaprak kenar ve uçları kahverengi bir renk almaktadır. Yapraklarda kuruma görülür ve daha sonra pas gibi lekeler görülür. Başlangıçta bitkinin gelişmesi kuvvetli ve sürgünlerin durumu iyidir. Fakat çiçeklenme dönemi başladığında gelişme aniden zayıflar ve bitki çabucak solar. Çiçeklerin renkleri beyazdır ve çiçeklerin boyutları küçüktür. Kökler uzundur fakat saçaklanmış olan kök azdır. Bitki mantar hastalıklarına çabuk yakalanır. Bazı bitkilerde, gülde olduğu gibi potasyum noksanlığı etkisiyle demir noksanlığı da ortaya çımaktadır.
Fazla potasyum Azot ve magnezyum alımlarını engeller.

FOSFOR EKSİKLİĞİ: Eksiklik daha çok yaşlı yapraklarda görülür. Yapraklar koyu yeşil renkli, kenarları kırmızımsı mor olmaktadır. Yaprak kenarlarında yarım ay şeklinde sarımsı kahverengi-siyah benekler oluşur. Erken yaprak görülür. Yapraklar donuktaşır ve ölür. Gelişme zayıf ve düzgün değildir. Sürgün zayıf, yan sürgün çıkışı azdır. Çiçek ve tomurcuk teşekkülü çok azdır. Çiçekler küçük ve renkleri bozuk, kök teşekkülü zayıf saçak kök azdır. Renk kırmızımsı kahverengidir, (enfeksiyon hastalıklarına karşı hassasiyet fazlalaşır).
Fosfor fazlalığı demir ve diğer maddeleri tutar ve onların noksanlık arızalarını ortaya çıkarır.

MAGNEZYUM EKSİKLİĞİ: Zararlanma daha çok yaşlı yapraklarda meydana gelir. Yaprak beyaz-yeşil bir renk alıp yaprak sapı incelmektedir. Yaprak ucu ve kenarı yukarıya doğru kıvrılır. Çiçeklenme önemli derecede azalmaktadır, kök kısadır. Potasyum gübrelemesi yapılmadan, Azot (N) kaynağı olarakta Amonyum kullanılmak suretiyle giderilebilmektedir. Magnezyum fazlalığında verim azalır.

Bunu da oku :  Bitkilerde magnezyum eksikliği

KALSİYUM EKSİKLİĞİ: Zararlanma daha çok genç yapraklarda görülür. Gelişme zayıftır. Sürgün ucundaki yapraklar çengel şeklindedir. Yapraklar uç ve kenarlarından itibaren kurumakta ve yırtılmaktadır. Uçtaki tomurcuklar ölür.

ÇİNKO EKSİKLİĞİ: Yaprak rengi beyaza kadar açılmakta ve yaşlı yapraklarda damarlar arasında benek şeklinde ölü kısımlar görülmektedir. Devamlı çinko noksanlığında bu belirtiler tüm yapraklara sıçramaktadır. Yaprak yüzeyleri küçülmekte ve yapraklar dökülmektedir. Kök gelişmesi fazla etkilenmemektedir.

MANGAN EKSİKLİĞİ: Zararlanma daha çok genç yapraklarda görülmektedir. Yaprak damarları arası benekli olmakta yaprak ölmektedir. En ince yaprak damarları yeşil renkli kalabilmektedir. Kökler zayıftır ve yan kökler çok gelişir.
Mangan fazlalığı demir noksanlığına sebep olur.

KÜKÜRT EKSİKLİĞİ: Zararlanma daha çok genç yapraklardadır. Genç yapraklar sarımsı renk almakta, yaprak damarları iç kısımda daha açık renge dönüşmektedir. Gelişme zayıftır. Kökte çok sayıda dallanma olur ve kök rengi beyazdır.
Kükürt fazlalığı halinde ise yapraklar beyazlaşır. Yaşlı yapraklarda kırmızı mor benek oluşur.

DEMİR EKSİKLİĞİ: Genç yapraklar sarımsı beyaz bir renk alırlar. Yaprak damarları başlangıçta yeşil olup sonradan sarı renge dönüşmekte ve yaprak kenarları ölmektedir. Gelişme zayıftır. Çiçekler küçük ve beyazdır. Kök kısa ve kahverengi olup çok sayıda yan kök teşekkül etmektedir.
Demir fazlalığı mangan noksanlığına sebep olur. Fosfor noksanlığındaki arazlar ortaya çıkar.

Bunu da oku :  Bitkilerde kalsiyum eksikliği

BOR EKSİKLİĞİ: Zararlanma genç yapraklarda çoktur. Renk önce açık daha sonra kahverengiden siyaha kadar değişmektedir. Yaşlı yapraklar kalınlaşır ve çabuk kırılır. Sürgünler küçük kalıp ölürler. (Kısa sürgün oluşur) çiçek teşekkülü zayıflar.

BAKIR EKSİKLİĞİ: Zararlanma daha çok genç yapraklardadır. Yaprak kenarları sarı ve bu yapraklar uçlarından itibaren kurumaktadır. Yan sürgünler çok zayıftır. Yaprak dökümü yukarıdan aşağıya doğrudur. Çiçek teşekkülü çok azdır. Çiçekler hareketsizdir. Zararlanma özellikle sıcak ve güneşli günlerde çok görülmektedir. Kök gelişmesi de önemli ölçüde engellenmiştir.
Bir bitkinin yaşamsal olaylarının normal şekilde sürdürülebilmesi, bu olaylar için gerekli elementlerin ortamda yeterli miktarda bulunması ile olabilmektedir. Bitki gelişimini sağlayan elementlerden birinin eksikliği, diğer elementlerin miktarı yeterli olsa bile bitkinin gelişimini sınırlar. Bir başka ifadeyle bitkinin gelişmesini, miktarı en az (minimum) durumda olan gelişim faktörü sınırlandırır. Buna Minimum Kuralı denir.

Besin tuzları doğal ekosistemlerde çoğunlukla topraktaki ölü organik maddelerin parçalanması sonucu yenilenir. Ancak ürünlerin hasat edilmesi toprakların mineral içeriğini azaltır. O halde, kaybedilen minerallerin gübreleme ile toprağa yeniden kazandırılması gerekir. Bitki beslenmesi için gerekli mineralleri kapsayan doğal veya yapay maddelere gübre denir.

Click to rate this post!
[Total: 3 Average: 5]
(Visited 170 times, 1 visits today)

Related posts

Leave a Comment